Diksiyon, dilin kurallarını doğru kullanırken, genel ton ve nefes ilkelerine ve içinde bulunulan duruma uygun tonaliteye uymayı öngörmektedir. Öncelikle kavramlara bakalım.
Nefes
Ses perdesi
Sizin
Volüm
Noktalama
fonetik
Artikülasyon
Dram
Nefes: Ses çıkarabilmek için ses tellerimizi hava ile harekete geçirmemiz gerekmektedir. Öncelikle nefes enstrümanlarımızı en iyi biçimde eğitmemiz gerekecektir. Burada klasik şan teknikleri uygulanacaktır.
Ses Perdesi: Vücudumuza hükmetmeyi öğrendiğimiz fonksiyondur. Hangi sesi hangi perdeden çıkarırız, ne kadar nefesle hangi frekans seslendirilebilir. Ekonomik kullanım nasıl olmalıdır. Sorularını yine şan teknikleriyle çalışacağız.
Ton: Ses perdesini en etkili biçimde kullanma işidir. Etkileyici konuşmak kavramı esasında budur.
Volüm: Sesimizin niteliklerini bozmadan doğru şiddette konuşmayı öğrendiğimiz konuları kapsar.
Noktalama: Cümlelerde noktalama anlamı bütünüyle değiştirebilir. Pek çok örneği bulunmakta olup, bir virgülün yer değiştirmesi anlamı bütünüyle değiştirmektedir. Dil bilimi temel ilkeleri uyarınca noktalama öğreneceğiz.
Fonetik: Bu noktaya kadar öğrendiğimiz yetkniklerin bütününü ifade etmektedir.
Artikülasyon: Zaman zaman fizyolojik veya psikolojik sorunlar nedeniyle ortaya çıkabildiği genelde alışkanlığa bağlı aksan anlamına gelir. Doğru artikülasyon bilimsel olarak var olsa da, aslında özneldir. Örneğin Amerikalılar İngilizlerle, İngilizler ise Amerikalılarla artikülasyon konusunda dalga geçerler. Yani genel olarak askan konusu artikülasyon anlamına gelir. Biz Türkçede İstanbul ağzı ilkelerine bağlı kalmaktayız. Tabii sadece aksan değil, örneğin peltek konuşmak, bebek ağzıyla konuşmak gibi durumlar artikülasyon bozukluklarını ifade etmektedir.
Drama: Sesin tüm teknikere uygun olduğu varsayımıyla hareket edecek olursak, dramatik konuşma, uygun zamanda uygun tekniği kullanmayı öğrenme durumudur.
Diksiyon Eğitimi Neden Gereklidir?
Öncelikle etkili konuşmak, anlaşılırlığınızı artıracaktır. Her dilin her lehçe kullnıcısı tarafından alnaşılabilen geçerli bir ana lehçesi vardır. Bizim lisanımız için bu İstanbul Türkçesi’dir. İstanbul ağzı, en doğru anlaşılan, noktalamaya en uygun ve en kurallı aksandır. Diksiyon ilkelerine uygun olması sebebiyle de kurallara hakim kişiler tarafından çok kolay öğrenilmektedir.
Örneğin, karadeniz taşrasında doğup büyümüş bir birey diksiyon dersleri alarak İstanbul aksanına bütünüyle hakim olabilir. Veya kimi kelimeleri yanlış kullanan bir birey bu eğitimle bu küçük aksaklıkların üstesinden gelebilir.
Örneğin bir öğretmenin bu eğitime mutlak suretle ihtiyacı vardır. Öyle ki, günde 6-8 saat devamlı konuşup, hem doğru aksanı kullanmak, hem efektif olmak hem de ses sağlığını korumak oldukça zordur.
Tabii bir de işin hitabet boyutu vardır. Diksiyonu bozuk kimseler asla konuşarak etkili olamazlar. Zaman zaman gülünç, zaman zaman anlaşılmaz çoğu zaman da itici olurlar. Oysa bir hatip, karşısındakileri etkilemek için kelimelere dans ettirmelidir. Tabii burada işin doğaçlama boyutu da vardır ki, doğaçlama yapabilmek için çok iyi bir kelime haznesine ve kurgu yetisine sahip olmak gereklidir bunu da ancak çok okuyarak sağlamak mümkündür.
Yani diksiyon aslında toplumsal yaşantının bir parçasıdır. Ve herkese lazımdır.
1995 Kayseri doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi yine bu şehirde tamamladım. İlk üniversite yaşamıma Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Ve Reklamcılık bölümünde başladım. Yaşamımda gelişen beklenmedik sebeplerden dolayı bir yıl ara verip, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümüne başladım ve bu alanda Araştırmacı Gazeteci olarak kendimi geliştirip mezun oldum. Şuan Erciyes Üniversitesi’nde […]